Kontrol edebildiklerimizle edemediklerimiz arasında çizgi çekmek, hayatı daha anlamlı ve dengeli bir şekilde yaşamanın anahtarlarındandır.

Kaygı, Rollo May'e göre insanın varoluşunu anlamlandırma sürecinde kritik yer tutan bir deneyimdir.

Otantiklik, kişinin gerçek benliğini ortaya koyarak, ötekilerden bağımsız kendi duygu ve düşüncelerine uygun eylemlerde bulunması.

Özgür irade, aldığımız kararların temelini oluşturduğuna inandığımız bir kavram. Peki bu kavram gerçekte ne kadar belirleyici?

Bir çocuğun anne rahminden dünyaya fırlatılışı ve göbek bağının kesilmesi gibi, her ayrılık bir başlangıcın ve kaybın simgesidir.

Özgürlük, mutlak olduğu kadar korkutucudur; çünkü birey, kendi seçimlerinin ve başkalarıyla ilişkilerinin sorumluluğunu üstlenmek zorundadır

Modern toplum, mutluluğu sadece bir hedef değil, aynı zamanda bir başarı ölçütü gibi sunuyor.

Sıkılmak, yaratıcılığı artırır, kendini tanımayı sağlar ve duygusal dayanıklılığı geliştirir. Ancak çoğu zaman bu fırsatı kaçırıyoruz.

Kadına şiddet, toplumsal bir yara olup, yasaların etkin uygulanmaması bu sorunu derinleştiriyor. Adalet, her birey için eşit olmalı.

Yalnızlaştıkça dostluk ve yol arkadaşlıkları daha değerli hale gelir; birlikte sevmenin ve paylaşmanın gücüne ihtiyaç duyarız.

Toplumsal bağlar, güven ve aidiyet hissi sağlar. Freud’a göre, sağlıklı bağımlılıkla birey, kendi bütünlüğünü geliştirir.

Kadın, patriyarkal tanımlardan bağımsız özne olmalı; kendini keşfetmek ve özgürleşmek, toplumsal eşitlik için temel bir adım taşır.

Hayat, "rağmen"lere rağmen var olma sürecidir; terapi ise bu engellerle yüzleşip kendi kimliğimizi ve melodimizi bulma yoludur.

Bireyin içsel arzularına sadık kalarak özgürleşmesi ve toplumun beklentilerinden bağımsız bir şekilde kendi yolunu çizmesi

Okulda şiddet içeren davranışlar, yüzeydeki basit bir eylemden çok daha fazlasını ifade eder. Ötekini reddeden şiddet, genellikle bireyin...