top of page

TOPLUM VİCDANI

  • Yazarın fotoğrafı: opkolektif
    opkolektif
  • 16 Haz
  • 1 dakikada okunur

Bir toplumun vicdanı, onun adalet anlayışıyla şekillenir. Ve bu vicdan, en çok da bağımsız bir yargı ile nefes alır. Çünkü adalet, yalnızca yasaların uygulanması değildir; aynı zamanda hakikatin, vicdanın ve insan onurunun korunmasıdır.


Ancak ne zaman ki yargı, siyasetin gölgesine çekilir; işte o zaman yalnızca hukuk sistemi değil, hakikatin kendisi de sürgüne gönderilir. Artık adalet terazisi, objektif ilkelerle değil; iktidarın terazisiyle ölçülmeye başlanır. Bu da bir toplumda çürümenin ve çözülmenin en sinsi başlangıcıdır.


Birey, hakkını arayamayacağını düşündüğünde önce adalete olan inancını yitirir. Ardından da kendine olan güvenini… Sessizce içine kapanır, öfkesini bastırır, ya boyun eğer ya da bir gün taşar. Psikolojik çözülme, en çok da adaletsizliğe alışmakla başlar. Çünkü insan ruhu, uzun süre adil olmayan bir düzenin içinde yaşayamaz.


Toplumlar sadece ekonomik krizlerle çökmez. Adalet duygusunun yok olması, toplumsal yapının içten içe çürüdüğünün en açık göstergesidir. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil; insanların zihninde, kalbinde ve gündelik yaşamlarında da var olmalıdır.


Yargıyı siyasallaştırmak; sadece hukuku değil, bir milleti insan yapan bütün değerleri zedelemek demektir. Bu durum, bireyi içten içe çökertir, toplumu ise vicdansızlığa ve umutsuzluğa mahkûm eder.

Unutmayalım:

Adaletin olmadığı yerde özgürlük de, barış da, güven de barınamaz.

Toplum olarak yeniden nefes almak istiyorsak; nefesimizi kesen haksızlıklara karşı hep birlikte ses çıkarmalı, bağımsız yargının kıymetini bilmeliyiz.

Bu site Nope Dijital Tarafından Tasarlanmıştır.

bottom of page