top of page

YASALAR

  • Yazarın fotoğrafı: opkolektif
    opkolektif
  • 28 Nis
  • 2 dakikada okunur

Keyfi yasa çıkarma ve toplumda sadece bir kesimin çıkarına yönelik yasalar oluşturmak, yalnızca hukukun üstünlüğünü ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda bireylerin psikolojik bütünlüğünü ve toplumun kolektif ruh sağlığını derinden sarsan bir uygulamadır. Yasal düzenlemelerin keyfi ve öngörülemez bir şekilde oluşturulması, bireyleri belirsizlik, korku ve güvensizlik içinde bırakır. Birey, kendi haklarının güvence altında olmadığını hissettiğinde, varoluşsal bir kaygı duygusu taşır; bu kaygı, yalnızca bireysel düzeyde ruhsal çöküşlere yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal bağların zayıflamasına ve aidiyet duygusunun kaybolmasına da sebep olur.


Keyfi yasalar, bireylerin özne olarak varlıklarını sürdürebilme yetisini kısıtlar. Bu yasalar, bireyleri kendi iradelerinin dışında hareket etmeye zorlar, onları edilgen ve nesneleşmiş varlıklara dönüştürür. Birey, haklarının ve özgürlüklerinin keyfi bir şekilde sınırlandırıldığını deneyimlerken, özsaygısının aşındığını ve içsel bir değersizlik duygusu beslediğini fark eder. Aynı zamanda, ifade özgürlüğü ve düşünce hürriyeti gibi temel hakların ihlali, toplumsal bağların zayıflamasına ve sosyal yapının çatlamasına yol açar.


Toplumsal düzlemde keyfi yasaların oluşturulması, sadece bireylerin psikolojik sağlığını tehdit etmekle kalmaz, kolektif bir travmanın ortaya çıkmasına da neden olur. İnsanlar, toplumdan dışlanmış ve güvensiz hissederler; bu da toplumsal yapının temel dinamiklerinden biri olan güvenin erimesine sebep olur. Toplumda, belirli bir grup ya da birey tarafından oluşturulan bu tür yasaların sonucu olarak, insanların birbirlerine olan güveni azalır ve toplumsal dayanışma zayıflar.


Ayrıca, keyfi yasa uygulamaları, otoriter rejimlerin doğmasına zemin hazırlar. Hukukun ve yasaların keyfiliği, toplumsal yapıda tek bir egemen gücün yükselmesine ve diğer grupların marjinalleşmesine yol açar. Bu durum, toplumu bir arada tutan çeşitliliğin yok olmasına ve bireylerin özgürlüklerini kaybetmesine sebep olur. Keyfi yasaların uygulandığı bir toplumda, bireylerin kendilerini ifade etmeleri, kimliklerini yaşatmaları ve sosyal yapıya etkin bir şekilde katılmaları imkansız hale gelir.


Sonuç olarak, Türkiye’de oluşturulan yasalar, bir kesimin çıkarı için oluşturulmuş yasalar olup, toplumun diğer kesimleri için adaletin ve bireysel özgürlüklerin yok edilmesiyle tehdit oluşturur. Hayvanların katledilmesi, LGBT+ bireylerin hayatlarının zorlaştırılması ve yok olmalarını isteyecek yasalar oluşturulması, psikologları ayrıştıracak yasaların yapılması ve sayamayacağımız kadar çok hukuksuz yasa oluşumu, toplumdaki güvensizliği ve kutuplaşmayı arttırmaktadır. Bu tür yasalar yalnızca bireylerin psikolojik sağlığını tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda toplumun ruhsal yapısını bozar, toplumsal güveni yok eder ve demokrasiye büyük bir darbe indirir. Bireylerin, yalnızca dışsal güçlerin etkisi altında değil, kendi içsel güçleriyle varlıklarını sürdürebilmeleri için güvenli ve adil bir zemin gereklidir.

Bu site Nope Dijital Tarafından Tasarlanmıştır.

bottom of page